Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önemli açıklamalar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde 11. Enerji Verimliliği Forum ve Fuarı’na katıldı.
Burada önemli değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yıllar içerisinde giderek artan milli gelirinden ve ekonomik kalkınmasından bahsetti.
Enerjinin ve enerji arz güvenliğinin insanlığın en stratejik meselelerinden biri haline geldiği bir çağda yaşandığını vurgulayan Erdoğan, artan nüfus ve büyüyen ekonomiye paralel olarak dünyanın enerji ihtiyacının da yıldan yıla arttığını ifade etti.
“BİZİ SINAMALARLA DOLU BİR GELECEK BEKLİYOR”
Gelişmekte olan ülkelerin dünya ortalamasının üzerinde büyüme gayreti içinde olduğuna dikkati çeken Erdoğan, “Enerji arzı, talebi ve arz güvenliği noktasında insanlık olarak bizleri sınamalarla dolu bir gelecek bekliyor.” diye konuştu.
“ENERJİ, YIKICI BİR REKABET KONUSU OLMUŞTUR”
Erdoğan, enerjinin insanlık tarihinde uzun yıllar işbirliği yerine yıkıcı bir rekabetin konusu olduğunu söyledi.
Özellikle 19. ve 20. yüzyılın enerji uğruna nice hayatların kaybedildiği ve ülkelerin sömürüldüğü asırlar olarak zihinlerde derin yaralar açtığını belirten Erdoğan, “Merhum Rauf Karadağ’ın ‘Petrol Fırtınası’ adlı kitabı, bu döneme ışık tutan bir başucu eseridir.” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü;
Bir damla petrolü bir damla kandan daha değerli gören emperyalist zihniyet, insanlığı etkisi özellikle halen hissettiği acılara, yıkımlara ve çatışmalara sürükledi.
Zengin yeraltı kaynaklarının üzerinde yaşayan milyonlarca insan derin bir yoksullukla boğuşurken, bu kaynaklardan binlerce kilometre ötedeki ülkeler büyüdü, zenginleşti, vatandaşlarına müreffeh bir hayat sundu.
Bunun yol açtığı refah ve kalkınma makası, aradan geçen onca zamana rağmen henüz kapatılamadı.
“KUZEYLE GÜNEYBARASINDAKİ UÇURUMU NET GÖREBİLİYORUZ”
Dünyadaki enerji adaletsizliğine de değinen Erdoğan, farklı kıtaları gösteren uydu fotoğraflarında kuzey ile güney arasındaki uçurumun çok net görülebildiğini belirtti.
Erdoğan, “Bir tarafta haritanın hemen her yerinde ışıldayan noktalar varken, diğer tarafta koyu bir karanlık hakim, parlak nokta bulmak neredeyse imkansız. Enerjiye yönelik paradigma değişmediği müddetçe bu tablonun daha adil, daha dengeli bir yapıya kavuşması ne yazık ki hayli zor görünüyor.” değerlendirmesinde bulundu.

“BUGÜN NÜFUSUMUZUN YÜZDE 85’İ DOĞALGAZA ULAŞABİLİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti;
Belirtilmesi gereken bir diğer husus şudur; Enerji talebinin yükselmesi sadece nüfus artışına ve büyümeye değil, aynı zamanda refah artışına da işaret etmektedir. Refah artışına paralel olarak enerjinin, özellikle elektriğin kullanım alanı yaygınlaşmaktadır. Konforla eşdeğer görülen elektrikli ürünler artık hayatımızın vazgeçilmez unsuru haline gelmiştir ve kullanım alanı giderek genişlemektedir.
Mesela geçen sene beyaz eşya satışları ülkemizde bir önceki yıla göre yüzde 7 oranında artışla 10 milyonu geçmiştir. Aynı durum elektrikli otomobiller için de geçerlidir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de elektrikli ve hibrit araçların sayısı asimetrik bir şekilde yükseliyor.
Örneğin bu yılın ocak-eylül döneminde 134 bin civarında elektrikli otomobil satıldı. Elektriksiz bir hayat sadece şehirlerde değil, en ücra köyde, kasabada bile artık mümkün değil.
Doğalgaz kullanımında da benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Bakınız, 2002’de ülkemizde doğalgaz altyapısının olduğu şehirlerimizin sayısı yalnızca 5’ti. Bugün 81 ilimizin tamamına doğalgazı ulaştırdık. 23 yıl önce nüfusumuzun yüzde 33’ü doğalgaza erişebiliyorken bugün bu oranı yüzde 85 seviyesine çıkardık ve bu sayı giderek artmaktadır.
“1 TRİLYON DOLARLIK EKONOMİ LİGİNE GİRDİK”
Türkiye olarak 2002’den bu yana ciddi bir ekonomik dinamizm içindeyiz. Ekonomimiz 2003-2024 döneminde yıllık ortalama yüzde 5,4 büyüdü. 2004 yılında da yüzde 3,3 büyüme kaydettik. Kişi başına düşen milli gelirimizi aynı dönemde 3.600 dolardan aldık, 2024 yılında 15.325 dolara çıkardık.
2025’in ikinci çeyreğinde yıllıklandırılmış kişi başı milli gelir 17.000 dolar seviyesine yaklaştı. 238 milyar dolardan devraldığımız milli gelirde 2023 yılında ilk kez 1 trilyon dolarlık ekonomi ligine girdik.
Biliyorsunuz geçen ay orta vadeli programı kamuoyuyla paylaştık. Programla önümüzdeki üç yıl için iddialı hedefler belirledik. 2028 yılında ekonomimizi 1,9 trilyon dolarlık büyüklüğe, kişi başına düşen milli gelirimizi ise 21.000 dolar seviyesine çıkarmayı öngörüyoruz.
İhracatımızı 300 milyar dolara, turizm gelirlerimizi 70 milyar doların üzerine taşımayı hedefliyoruz. Nüfusumuzun ise 2030’da 88 milyonu aşmasını, 2050 yılında 94 milyonu bulmasını bekliyoruz. Bunun enerji talebi ve tüketimi açısından ne manaya geldiğini hepimiz çok iyi biliyoruz.
“EN BÜYÜK DOĞALGAZ KEŞFİNİ 785 METREKÜPLE KARADENİZ’DE GERÇEKLEŞTİRDİK”
Şu çarpıcı gerçeğin inanıyorum ki hepimiz farkındayız; Biz çevremizdeki ülkeler gibi kendine yeter miktarda petrolü ve doğalgazı olan bir ülke değiliz.
Hem gündelik hayatta hem de sanayide kullandığımız fosil yakıtların kahir ekseriyetini yurt dışından temin etmek zorundayız. 2002 yılında 17,4 milyar metreküp olan doğalgaz tüketimimiz 2024 yılında 53,2 milyar metreküpe çıktı.
2025 yılı için tahminimiz 59,5 milyar metreküp. Sadece bu yılın ilk sekiz ayında enerji ithalatı için 26 milyar dolar ödedik. Bu faturayı düşürebilmek için yoğun çaba içindeyiz. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük doğalgaz keşfini, toplam 785 milyar metreküple beş yıl önce Karadeniz’de gerçekleştirdik.